BABA OLDUM
7 Mart 2025’te oğlumuz Ege doğdu.
Baba oldum.
Bunu yazarken bile tuhaf geliyor. Bir yandan o kadar gerçek ki… Minik elleri, küçücük ayakları, uykusunda meleksi bir huzurla kıpırdaması... (+ uykusuz geceler, alt değiştirirken keskin nişancı misali üzerime işemesi 😅) Bir yandan da tam idrak edemediğim, yavaş yavaş içime işleyen bir şey bu.
Aşağıda paylaştığım Paul Graham’in “Having Kids” “Çocuk Sahibi Olmak” yazısını, Zeynep’le çocuk sahibi olmayı ilk kez ciddi ciddi konuştuktan sonra okumuştum. Bende o kadar çok karşılık buldu ki... Graham, herkesin bildiği ve ilk olarak konuştuğu ebeveynliğin sorumluluğu ve fedakarlığından öte, hayatın hiç beklenmedik anlarında gelen saf bir mutluluk ve huzur sunduğunu anlatıyor. O anların içine adım atmaya başladığımı hissediyorum ve heyecanlanıyorum.
Gün gelir de Ege’yle yürürken, top oynarken ya da parkta salıncağını iterken içimden “Şu an olduğum yerden başka hiçbir yerde olmak istemem” diyeceğim o küçük, sıradan ama içi dopdolu anları kaçırmamayı diliyorum.
Öte yandan Graham'in bahsettiği daha az üretken olma ve daha az hırslı olma durumunu sevmedim açıkçası. Henüz 32 yaşındayım, gerçekleştirmek istediğim çok şey var. Hedeflerimi büyüttüğüm, daha akıllı / verimli çalıştığım ve "bereketiyle geldiği" bir dönem hayal ediyorum.
Ve belki de en önemlisi… Kendi ebeveynlerimin bana hissettirdiklerini oğluma da hissettirebilmek. Anne-babamın bana verdiği sevgiyi, özgüveni, insanlara saygıyı, hayata karşı sağlam durabilme gücünü Ege’ye de aktarabilmek. Umarım bir gün Ege de, benim hissettiğim gibi, her zaman sevildiğini, desteklendiğini ve güvende olduğunu hisseder.
Son olarak… Bu tarifsiz duyguyu isteyen, hayalini kuran herkesin yaşayabilmesini canı gönülden diliyorum. 🙏
ÇOCUK SAHİBİ OLMAK
Çocuk sahibi olmadan önce, çocuk sahibi olmaktan korkuyordum.
Hiç çocuğum olmayacağını düşünmek üzücü gelirdi ama şu anda ister miydim? Hayır.
Eğer çocuk sahibi olursam, ebeveyn olurdum ve ebeveynler – çocukluğumdan beri bildiğim üzere – pek de havalı insanlar değildi. Sıkıcıydılar, sorumluluk sahibiydiler ve pek eğlenmiyorlardı. Çocukların böyle düşünmesi normal ama dürüst olmak gerekirse, yetişkin olduğumda da fikrimi değiştirecek pek bir şey görmemiştim. Çocuklarıyla uğraşan ebeveynlere baktığımda, çocuklar genellikle huysuz, ebeveynler ise perişan görünüyordu.
Biri çocuk sahibi olduğunda onları coşkuyla tebrik ediyordum, çünkü herkes öyle yapıyordu. Ama içimden geçen şey, “Senin yerinde olmak istemezdim.” oluyordu.
Şimdi biri çocuk sahibi olduğunda yine tebrik ediyorum ama bu sefer gerçekten hissederek yapıyorum. Özellikle de ilk bebekleri olduğunda. İçimden, “Hayatlarının en güzel hediyesini aldılar.” diye düşünüyorum.
Peki ne değişti? Tabii ki çocuk sahibi oldum. Öncesinde korktuğum bir şeyin aslında harika olduğunu fark ettim.
Bunun bir kısmı, inkâr edemem, ilk çocuğumuz doğduğunda neredeyse anında gerçekleşen kimyasal değişimlerden kaynaklanıyor. Sanki beynimde bir düğme çevrildi. Bir anda sadece kendi çocuğumu değil, tüm çocukları koruma içgüdüsü hissetmeye başladım. Eşimi ve yeni doğan oğlumu hastaneden eve götürürken bir yaya geçidine yaklaştım ve içimden şu geçti: “Buradaki insanlara dikkat etmeliyim. Hepsi birinin çocuğu.”
Bu yüzden çocuk sahibi olmanın harika olduğunu söylerken bana ne kadar güvenebilirsiniz bilmiyorum. Bir tarikat üyesinin size “Bize katılırsan mutlu olacaksın.” demesi gibi olabilir – ama sadece tarikat sizi öyle bir zihinsel değişime sokacağı için.
Ama tamamı böyle değil. Çocuk sahibi olmak hakkında yanlış düşündüğüm şeyler de vardı.
Örneğin, çocuklu ebeveynler hakkındaki gözlemlerimde büyük bir yanılgı vardı. Bazı ebeveynler “Ne zaman çocuklu ebeveynleri fark etsem” dediğimi fark etmiş olabilirler. Elbette çocukları yalnızca işler kötüye gittiğinde fark ediyordum. Sadece ses çıkardıklarında dikkatimi çekiyorlardı. Ve onları nerede görüyordum? Normalde çocukların olduğu yerlere gitmediğim için onlarla yalnızca uçak gibi ortak dar alanlarda karşılaşıyordum. Ki bu, oldukça kötü bir örneklem. Küçük bir çocukla uçak yolculuğu, çok az ebeveynin keyif aldığı bir şeydir.
Görmediğim şey, çünkü genellikle çok daha sessiz gerçekleşiyordu, ebeveynlerin çocuklarıyla yaşadığı güzel anlardı. İnsanlar bunlardan pek bahsetmez – çünkü kelimelere dökmek zordur ve diğer ebeveynler zaten bu anları bilir. Ama çocuk sahibi olmanın en güzel yanlarından biri, “Şu an olduğum yerden başka bir yerde olmak istemezdim.” diye hissettiğiniz anların çok sık yaşanmasıdır. Özel bir şey yapmanız gerekmez. Birlikte bir yere gidiyor olabilirsiniz, onları uyutuyor olabilirsiniz ya da parkta sallıyorsunuzdur. Ama o anları hiçbir şeye değişmezsiniz. Çocuklarla genellikle huzur pek bağdaştırılmaz, ama tam da bunu hissedersiniz. Bulunduğunuz yerden ötesine bakmaya ihtiyaç duymazsınız.
Çocuk sahibi olmadan önce, bu tür huzurlu anlarım olurdu ama çok daha nadirdi. Çocuklarla ise günde birkaç kez yaşanabiliyor.
Çocuklarla ilgili diğer veri kaynağım ise kendi çocukluğumdu ve bu da yanıltıcıydı. Ben oldukça yaramaz bir çocuktum ve sürekli bir şeyler yüzünden başım beladaydı. Bu yüzden ebeveyn olmanın esas olarak kanun uygulayıcılığı olduğunu sanıyordum. Güzel zamanların da olduğunu fark etmemiştim.
Bir gün annem, “Sizinle vakit geçirmek gerçekten güzeldi.” dediğinde çok şaşırmıştım. “Onca çileye rağmen nasıl keyif almış olabilir?” diye düşünmüştüm. Ama şimdi anlıyorum ki, sadece gerçeği söylüyormuş.
Annem, bizimle vakit geçirmekten hoşlanmasının nedenlerinden birinin bizimle sohbet etmeyi sevmesi olduğunu söylemişti. Bu, benim için sürpriz oldu. Çünkü çocukları sadece sevmiyorsunuz, aynı zamanda onlar sizin arkadaşınız da oluyor. Gerçekten ilginçler. Küçük çocukların tekrar etmeye bayılmaları (“Eğer bir şey bir kez yapılmaya değerse, elli kez yapılmaya da değer.”) bazen yorucu olsa da, onlarla oynamak da gerçekten eğlenceli olabiliyor. Bu da beni şaşırttı. 2 yaşındayken 2 yaşındaki biriyle oynamak eğlenceliydi, 6 yaşındayken kesinlikle değildi. Peki, neden ilerleyen yaşlarda tekrar eğlenceli hale geliyor? Ama öyle oluyor.
Elbette bazen tam anlamıyla eziyet olan anlar da var. Hatta korkutucu anlar da. Çocuk sahibi olmak, yaşayana kadar hayal etmenin zor olduğu yoğun deneyimlerden biri. Ama bu, çocuk sahibi olmayı sadece genetik kodunuzu geleceğe taşıma çabası olarak görmek kadar basit değil.
Çocuk sahibi olmakla ilgili bazı endişelerimde ise haklıydım. Kesinlikle sizi daha az üretken yapıyor. Çocuk sahibi olmak bazı insanları kendine getirir, ama eğer zaten kendine gelmiş biriyseniz, yapacaklarınız için daha az zamanınız olacak. Özellikle, belirli bir programa bağlı kalmanız gerekecek. Çocukların bir düzeni var. Bunun çocukların doğasından mı kaynaklandığını yoksa yetişkinlerle yaşamlarını entegre etmenin tek yolu mu olduğunu bilmiyorum ama çocuk sahibi olunca zamanınızı onların programına göre ayarlamak zorunda kalıyorsunuz.
Yine de bu şekilde çalışmaya alışabildim. İş, tıpkı aşk gibi, bir yolunu buluyor. Eğer çalışabileceğiniz belli saatler varsa, o saatlerde çalışırsınız. Dolayısıyla çocuk sahibi olmadan önce olduğu kadar çok şey yapamasam da, yeterince yapabiliyorum.
Bunu söylemekten hoşlanmasam da, çocuk sahibi olmak insanı daha az hırslı yapabiliyor. Bunu yazılı görmek bile beni rahatsız ediyor. Ama rahatsız oluyorsam, ortada gerçek bir şey olmalı, değil mi? Gerçek şu ki, çocuk sahibi olduktan sonra muhtemelen kendinizden çok onlarla ilgilenmeye başlayacaksınız. Ve dikkat, sıfır toplamlı bir oyun. Zihninizde bir anda sadece bir fikir en ön sırada olabilir. Çocuk sahibi olduğunuzda, o fikir çoğu zaman çocuğunuz olacak ve bu da üzerinde çalıştığınız projeye daha az odaklanacağınız anlamına gelecek.
Ama diğer yandan, eğer çocuk sahibi olmak hırsınızı sarsıyorsa, ne kadar kırılgan bir hırsınız varmış?
Evet, çocuk sahibi olmadan önce mutlu anlarım vardı. Ama mutlu anlarımı sayarsam, potansiyel değil, gerçek anlamda mutlu olduğum anları, çocuk sahibi olduktan sonra daha fazla var. Şimdi, neredeyse her gece yatmadan önce mutluluk elimde.
Kaynak: Having Kids by Paul Graham
🖤 TEŞEKKÜRLER 🖤
Patreon üzerinden destek olan Orhun Süzer'e, Ezgi Solmaz’a, Furkan Bala’ya, Umutcan Duman’a, Oğuzhan Kızılcan’a, Büşra Yarım’a, Burak Yılmaz’a, Elif Aleyna Duman'a, Irmak Naz Polat'a, Aras Toker'e ve İlayda Ataoğlu'na teşekkür ediyorum.
Bu bültenlerden keyif alıyorsan, bir değer elde edebiliyorsan sen de Patreon'dan düzenli destekçi olabilir ve/veya bültenden beslenebileceğini düşündüğün arkadaşlarınla bülteni paylaşabilirsin.
Tebrikler!..
Bu sevinciniz, heyecanınız ve umudunuz “iyi ki” dediğiniz nice yıllarda var olsun.
Yolu bahtı açık olsun👏😍🙏🙏
Şahane bir bültendi. Sizi ve eşinizi tebrik ederim. Oglunuz gule güle ve saglikla buyusun. Bu güzel ve çok özel yolculuk anilarinizi okumak için heyecanlıyım . Saglicakla kalin. Bengu Sezer